Ankara’ya gidince Türk bağlantın Burak unutma, benimki de Ercan; Ankara’da buluşuyoruz.
Belki de gelecek sezon tümüyle ANKARA havasında yerinden canlı olacak.
La Casa de Papel, Netflix’te yayınlanan bir İspanyol soygun dizisidir. Dizinin başrolünde, Profesör lakaplı bir suç dehasının liderliğindeki bir grup soyguncunun, İspanya Merkez Bankası’nı soymaya çalışması anlatılır.
Dizinin üçüncü sezonunda, soyguncular Paris’ten 44 milyonluk bir mücevher ve değerli eşya hırsızlığı yaparlar. Bu hırsızlığın bir kısmı, Türkiye’de yeniden eşyaya dönüştürülür. Dizinin bir bölümünde, Ankara’dan bir taksit geldiği gösterilir. Daha önce de ikinci sezonda darphane içinde Euro tomarlarının üzerinde Türkiye’ye gidecek ibaresi vardı. Hatta o dönem dizide İstanbul karakteri heyecanla beklendi. kısmet bu güneymiş. Dizide Ankara’nın bu kadar kısa süreliğine yer alması, bazı Türk izleyiciler tarafından eleştirildi. Bazıları, dizinin Türkiye’yi bir suç merkezi olarak gösterdiğini ve bu durumun olumsuz bir imaj yarattığını savundu.
Ahhh Türkiye! bütün sonların sonu. Ülkenizi çok seviyorum gerçekten.
Pedro Alonso (Berlin)
Ancak, dizinin yaratıcısı Alex Pina, Ankara’nın soygunun bir parçası olması fikrinin, Türkiye’yi suç merkezi olarak göstermek için değil, soygunun küresel bir ölçekte olduğunu göstermek için olduğunu söyledi. Pina, “Ankara, dünyanın her yerinden insanların bir araya geldiği bir yer” dedi.
Dizinin Ankara’da çekildiğine dair herhangi bir bilgi yok. Ankara’dan gelen taksit sahnesi, muhtemelen başka bir ülkede çekilmiş ve sonra dijital olarak Ankara’ya çevrilmiş olabilir.
La Casa de Papel, Türkiye’de de oldukça popüler bir dizi. Dizinin üçüncü sezonu, Türkiye’de Netflix’in en çok izlenen dizisi oldu. Dizide Ankara’nın da yer alması, Türk izleyiciler tarafından ilgiyle karşılandı.